T24 Dış Haberler
Veliaht Prens Muhammed bin Salman‘ın krallığı ekonomik ve sosyal açıdan yeni bir çağa taşıma yönündeki iddialı planlarının bir parçası olarak Suudi Arabistan’da açılan ilk büyük opera Riyad’da ilk gösterimini yaptı.
“Zarqa Al Yamama”, İslam öncesi Arabistan’da geleceği öngörme yeteneğine sahip mavi gözlü bir kabile reisinin hikâyesini anlattı.
Arabian Opera’nın başkanı Ivan Vukcevic, “Eserin özünde, olağanüstü bir öngörü yeteneğine sahip, zorluklar karşısında, kendi hayatı pahasına da olsa, aklı ve sevgiyi savunan ana kadın kahraman yatıyor” diyerek, eseri Arapça konuşulan dünyada pek çok kişinin aşina olduğu epik bir trajedi olarak tanımladı.
Sağdan sola doğru yazılan Arapçanın, soldan sağa doğru yazılan Batı klasik müzik notasyonuna nasıl entegre edilebileceğini merak ettiklerini söyleyen Vukcevic, “Arapça yeni bir opera” fikri iki yıl önce ilk kez ortaya atıldığında başlangıçta şaşkınlığa uğradığını ifade etti.
Arapça libretto Suudi şair Saleh Zamanan tarafından yazılırken, müzik Avustralyalı besteci Lee Bradshaw‘a ait.
Bradshaw, “Anladığım kadarıyla bu, Arap ve özellikle de Suudi müziğinden etkilenen bir Batı operası olacaktı. Zamanan’ın şiirinin ritmik niteliğini müziğin temeli olarak kullandım. Aslında tüm sürece, operada kullandığımız her şiir dizesinin ritmik bir diktesini yaparak başladım. Ve bu, tüm vokal dizelerinin ayarlanması için temel oldu. Orkestrasyon için de yukarıdan aşağıya doğru çalıştım” dedi.
Zarqa Al Yamama’nın başrolünü oynayan İngiliz opera sanatçısı Dame Sarah Connolly, Arapça şarkı söylemekten endişe ettiği için uykusuz geceler geçirdiğini, aylarca Suudi bir dil eğitmeniyle çalıştığını ifade etti.
Halen Dubai Operası’nın başında bulunan Paolo Petrocelli, Orta Doğu’da sanat formunun geliştirilmesinde kilit bir rol oynadı ve Zarqa Al Yamama’nın yaratılmasının bölgedeki daha geniş bir eğilimin parçası olduğunu dile getirdi.
Petrocelli, körfez bölgesinin “opera tiyatrosunda kayda değer bir evrime tanık olduğunu” ve bunun da sahne sanatlarına yönelik artan takdiri yansıttığını söyledi. Son teknoloji ürünü mekanlara ve kültürel girişimlere yapılan yatırımların, bölgenin en iyi yetenekleri çekebilen ve sürükleyici prodüksiyonlar sahneleyebilen “dinamik bir opera merkezi” haline geldiğini de sözlerine ekledi.
Yeni Suudi Arabistan’a sosyal medyada eleştirilerini dile getiren bazı Suudilere uzun hapis cezaları verilmesiyle birlikte muhalefetin yaygın biçimde bastırılması da dikkat çekti. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018’de öldürülmesi, hâlâ krallığın ve veliaht prensin imajının üzerinde kara bir bulut oluşturuyor.
Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmeden önce kurduğu insan hakları grubu Dawn’ın genel müdürü Sarah Leah Whitson, “Suudi hükümetinin bu opera gösterisi gibi etkinliklerle ülkeyi liberal, modern bir ülke olarak tüm gücüyle tanıtması, ülkedeki zalim ve baskıcı yönetimiyle tam bir tezat oluşturuyor. Aslında ilerici bir hükümet gibi davranmadan ilerici bir hükümet gibi giyinerek ilerici bir hükümet olarak görülmek istiyor” dedi.